işte o an bir fırtına kopar.

yıllardır bekliyordum.
dörtnala çalışan bilgisayarımın patlama anını hayal edip duruyordum.
patlamanın ekranda gerçekleşeceğini sanırdım.
bir youtube videosuymuşçasına. freedom'ındaki gitarlarmışçasına, amfilermişçesine...

bu patlama adaptörün üzerinde meydana geldi,
daha akla yatkın bir şekilde.
sanırım aynı anda i pod'u şarj etmeyi ve hard diski okumasını beklememeliydim ondan.
bir de üstüne sakin sakin masada dururken yatağa taşımaya kalkışmamalıydım. bu kadarı da fazlaydı.
önce kokusu geldi burnuma.
endişeyle adaptöre baktım.
normalden farklı birşey göremedim.
elime aldım.
sıcacıktı.
sonra kıvılcımları gördüm.
sakince ama yılmadan çıkmayı sürdürüyorlardı.
koku burnuma gelmeye devam ediyordu.
endişem korkuya dönüştü.
yoksa hepimiz yanacak mıydık.
elimden bırakmazsam o adaptörü elektrik mi çarpacaktı bana?
bir yandan da bu yaşlı kurta güveniyordum, beni yarı yolda bırakmaz diyordum. ha gayret dedim.
ama olmayacaktı. daha fazla bekleyemezdim.
evdekilerin güvenliğini bu şekilde tehlikeye atamazdım.
ve fişi çektim.

umutlarım tükenmedi.
yeni bir adaptör bulmaya çok yakınım.
yeni bir bilgisayar almaya da bir o kadar.

No comments: