sadece uzanmak istiyordum oysa ki

ondan sonra herkes cok aktif oldu.
tv kasisinda oturup cekirdek citlamayi hayal ederken masanin etrafinda votka ustune votka doldururken bulduk kendimizi cok sevdigimiz minik su bardaklarimiza. birden cok kisinin votkasini sodayla aldigi bir masaya da zor rastlanir fikrimce. gurur duydum.
kucuk bir arastirma sonucu rochelle rochelle diye bir film olmadigini bunu sadece uydurmasyondan bir senaryo parcasindan ibaret oldugunu da ogrenmis oldum. arastirmamdan once de neredeyse emindim ancak neredeyse emin olmak ve emin olmak arasinda iki klik ve bir wikipedia sayfasi duruyor.

iste bu sayfa o duran. 'Rochelle, Rochelle : "A young girl's strange, erotic journey from Milan to Minsk."' ile kalmamislar bircok baska uydurmasyonda da bulunmuslar. her kahvalti ve biraz da sonrasi esnasinda en az iki en cok dort bolumluk seinfeld yolculuklarina cikiyoruz. sasirarak farkediyoruz ki 4 taneden fazlasi akillara zarar. bir anda cok ckirdek yemiscesine dilinizin ucu acitmaya basliyor sanki. inanin ki.
iste buna pastirma yazi derler. ekim sonu. hava 27 derece. yoksa sadece kuresel isinma mi? kaz tuylerinizi cope atma zamanidir. ya da izlandaya tasinmanin.
gidebilirdim izlandaya ama kaderimde yokmus demek ki. birmingham varmis. a strange erotic city in the midlands.
peki ya sonra ne olacakti? bilgisayarimi getirmekteki amacim neydi sayet atillaninkini kullaniyorsam su an. tabii kendisi uyuyor o zaman ben neden kulusturumun basina geceyim akil ve mantik hala varlar zaman zaman.
opuyorum.

No comments: