butun gun

kahve icmeyi bekledim.

bir de ritanin uyanmasini ve bana ilgi gostermesini.
once rita uyandi ve bana ilgi gosterdi.
simdi de kahve icmeye gidiyorum.
ama kahvaltidan sonra dogru duzgun hicbirsey yememis oldugum icin vucudum kahveye tepki gosterebilir.
gun isiginda odamda i can not function.
my so called life'i izlemekteyim. hic de fena diil.
hatta bir bolumu american beauty'nin tum senaryosuna ilham kaynagi olmus sanki.
aileyi sevdim. 1994 yilinin amerikasinda ve dunyasinda olup bitenlere (az da olsa) dokunmasini sevdim. claire danes'in oyunculugunu sevdim. claire danes'i neden sevdigimi bir turlu bilemem ama severim iste zaten. romeo ve juliet'teki juliet rolunu nasil kapmis oldugunu da merak eder dururdum bu dizi bu sorunun da cevabini veriyor. 5.bolumdeyim simdi. kahve sonrasi eve donup cozutmazsam birkac gunum daha var bitirmek icin.

kivircigin arkasinda duran otomatta taze meyve satiliyor. isn't that great? basi one egik cim adam da dizini biseksueli. o da ilginc bi karakter. kimse cok abartili degil. herkes bir takim kategorileri yansitiyor ama goz boyamak icin uclara kosmadan.
bir ara inglorious basterds'den bahsetmek istiyorum.
simdi mi bahsetsem yoksa kisaca.
sevdim onu da.
uzun olusunu da sevdim.
en cok shosanna rolundeki melanie laurent'i sevdim. derken telefonum squillodu, cikmam gerekiyo. birazdan gorusecegiz.

No comments: