kahvem hemen soğuyuverdi.
fotoğraf makinemi iki gündür yanımda taşıyor, ancak bundan herhangi bir yarar sağlayamıyorum. çünkü en ihtiyacım olan anda yanımda olmadığından. dün öyle çok güzel karelerim olabilirdi ki ama olamadı. nublu güzel bir yer. i phone 4'e birkaç adım birden yaklaştığımı hissediyorum.
kahin ahtapot paul ölmüş. ne kadar önemliydi birkaç ay öncesine kadar. ilgisizlik öldürdü onu bence. (endi ve pol)
the kids are allright adlı filmi neden izleyemediğimizi anlayabilmiş değilim, hala. hani anette bening ve julianne moore'un lezbiyen bir çifti oynadıkları film. hani mark ruffalo'nun o ikisinin çocuklarının sperm babası olduğu. vizyona da girmedi torrenti de düşmedi. dediğim gibi, anlayabilemedim.
r u plannin to die or somethin? (twittera yazamadığımı buraya yazarım ben)
çay almıştım az daha düşürüyordum bu bir hafta içindeki üçüncü çay döküşüm olurdu hep daha az zararla kapattım bu işi.
burdan söyliyim yine, facebooka yazamayacağımdan, afrika danslarıyla ilgilenmiyorum.
twitter'ım kendini güncelleyemiyordu. güncelleyebilme yetisini yitirmişti. üzülüyordum.
acayip bir sivilcem çıktı dudağımın hemen ucunda. çok korktum gece boyunca ilk uçuğumu mu çıkartıyorum diye çünkü benim daha önce hiç uçuğum olmadı ilk kelimesi de zaten bunu anlatıyor ama irdelemek istedim yine de işte. değilmiş. sivilceymiş. ancak acısı öyle büyük bir alana hitap ediyor ki ve ayrıca dudağım da şişti. sanki botoks yaptırmışım da öyle gelmişimcesine iş yerine.
hoşçakal açıkdeniz.
şu fotoğraf bir sabah çay bahçesinde üçüncü sandalyeyi işgal eden çantalarımı resmediyor. ben iki çantadan az çantayla çıkamıyorum dışarıya. mütemadiyen seyahatte olduğumdan dolayı. çingene de deniyor literatürde.

iyi akşamlar.
No comments:
Post a Comment