i book g4

benim çok sevgili eski bilgisayarım, meğersem gerçekten de çok eskimiş.
youtube'a girmek değilmiş mesele sadece, oradaki videoları izleyebiliyor olmakmış asıl önemli olan. insan kötü herşeyleri nasıl da hemen unutuveriyor. iyi birşey de bu aynı zamanda tabii. kötü olan, herşey çok yolundaymış gibi görünürken (çay sıcak ve lezzetli, sessizlik, huzur, keyif) mesela bir fragman izlemek istesem izleyemeceğimi bimek fena. boş bardak dolu bardak tam da bu ve ben aslında dolu olan kısmi farketmeyi ve ondan zevk almayı başarabilen biri olarak eğitmek istedim hep kendimi. şimdi safariye bir şans daha vereceğim. belki quicktime'la iyidir arası en azından. apostrofu da buldum bu arada, demin youtube'a yazarken pek zorlanmış sonunda da vazgeçmiştim. şimdi onu da düzeltiyorum. atilla diyor ki bütün gereksiz programları sil o zaman hızlanır bilgisayarın. ama o programlar gereksiz değiller ki. gereksiz olsalar burda ne işleri var. yine de sözünü dinlemekten başka çarem yok. şu online photoshop da neyin nesiymiş bir bakayım. yani en azından bir sürü fotoğrafa kavuştum bu bilgisayarla. özgürlüğüm de cabası. sayesinde bugün bülten bile yazabilirim. ne hoş. ha ha ha. bu arada arial'ın helvetica'ya telif hakkı ödemekten sıkılan pc'lerin yaptırttığı bir font olduğunu biliyor muydunuz? artık biliyorsunuz. bir de klavyenizin yerleşimi italyancaysa ve siz alt'ın yardımıyla türkçe harfleri de kullanabilmeye çalışıyorsanız, sağduyunuza güvenmeniz gerek. çünkü ne kadar benim gibi klavyeye bakarak yazanlardansanız da aslında biliyorsunuz soru işaretinin yerini, ya da parantezin ve hatta alt tireninkini bile biliyorsunuz.
safari açıldı. ooh cillop gibi üç yeni fragman var. birazdan bugunnelerizledim'de buluşalım.
öpüyorum şimdilik.



No comments: