pazartesiydi hatta,
pakize suda'nın tin tin başlıklı yazısını metroda okurken ve gözlerimin hafifçe dolmasını engellemeye çalışırken, çok emindim tin tin'in bir kedi olduğuna. tüm ayrıntılar onun bir kedi olduğu yönündeydi.
ertesi gün ofise geldiğimde pek sevgili meldaya bu yazıdan ve ritayı kaybetmenin beni ne kadar korkuttuğundan bahsederken anladık ki melda da yazıyı okumuş ve tin tin'in bir köpek olduğundan şüphesi yok.
yazı hayvanın cinsini ele vermiyor, evet farkındayım tin tin hiç de fena bir ipucu sayılmaz, ancak benim kedi melda'nın ise köpek sahibi olduğumuz düşünüldüğünde, sonuç bayağı ilginç...
pakize suda'nın bir süre kimseler bana dokunmasın yaklaşımı çok hoşuma gitti.
çünkü bunu düşünüp utanıyorum bazı bazı, insanlar yakın akrabalarını kaybeder ve bunu içlerinde yaşayabilirken, ben, tepkimi böyle sakince ya da kısaca verebileceğime hiç inanmıyorum ritayı kaybettiğimde. tabii herkesin yaklaşımı farklı ölüme. bu yaklaşımlar birin diğerinden daha az üzüldüğüne de işaret etmiyor, yorum farkı sadece.
2 comments:
gofret öldüğünde ben iptalim.
bunu böyle bilsin herkes.
şimdiden...
bu paranoyayı da ben mi soktum kafana acaba? iç döktüğüm gün hani... senin de üzerine kahve döküldüğü gün...
gofret'le az zamanımız kaldı gibi geliyor.
hep.
özellikle de bu aralar...
bu benim hep aklımda olan bişey. çıkaramıyorum aklımdan. gofretle az zamanınız kalmadı. istatistikleri zorlayacaksınız.
Post a Comment