kendime not:

kulaklarımı her ihtiyaç duyduğumda kaşıyamayacağım gerçeğiyle tekrar tanışmam gerekiyor.

bir süredir, kendini bilmez şekilde kaşıdığım (çünkü çok kaşınan) kulaklarımı yok saymalıyım. yoklarmış gibi yapmalıyım. orada oduklarını unutmalıyım. 'zaten bu toz sayesinde artık kaşınmayacaklar, merak etme' dedi dilaver bey. güveniyorum.

o diğer doktora da gününü göstereceğim, diyordum, ama o kadar kavgacı bir insan olmak istemediğime karar verdim. (yine de belki bir kaç psikiyatr numarası gönderirim, kendisi gitsin)


ps: bir süredir yuvası olarak seçtiği uyduruk ikea kartonunun tepesinden, mutfaktan getirdiğim asıl yuvası olan sepetine atladı rita. şimdi de kucağıma gelmek istediğni belirten hareketler yapıyor. o kapak onu nasıl taşıyor hiç anlamıyorum. şişko patates.

ps2: olmuyor füsun, olmuyor. herşeyi denedim ama geçemiyorum o level'ı.

No comments: