sen naptın a.C?

sabah sabah (emreyle karşılaşmadan hemen önce) ayşecanın yaptığı cd'yi dinlemenin tam zamanı dedim kendime. sonunda evde yalnızım. sessizliğin daniskası mevcut filan. üşenmedim bilgisyarımın hoparlörünü fişe taktım (fişte durması garip fısıltılar çıakrdığından sakıncalı). aslında direk salondaki müzik setine neden gitmedim onu bilmiyorum ve ancak şimdi düşünebiliyorum, herneyse. tam saç maşamı elime aldım ki başladı: the winner takes it all. daha hüzünlü bir şarkı yok şu dünyada. en fenası bu. hormonlarınızın ayakta olduğu günlerde dinlenmemesi tavsiye olunur. başka da bişey demiyorum. ama teşekkür de ediyorum. bir de diyorum ki mamma mia izlesek? ben çeşmedeki sinemada ayçekirdeklerimin kabuklarını ayrıştıramadan kapalıların bulunduğu pakete atıp yenileri aradan bulmaya çalışırken izlediğim sinema maceramdan sonra bir daha izleyemedim. o zaman da ağlamıştım zaten çeşitli kereler.


bakın burada nasıl da neşeliler. sonra gidip o şarkıyı çalıyolar söylüyolar.
olmuyo öyle.

No comments: